Türkiye'nin en güney ili Hatay'dır. 23 Şubat 2014 tarihinde Hatay'ı günübirlik tur ile gezme fırsatım oldu. Mersin çıkışlı düzenlenen tura yaklaşık 45 gezgin katılmıştık. Daha önceleri bu bu ili gelişmemiş, geri kalmış vs. diye bilip duyardım. Ancak orada bulunduğumda aslında durumun farklı olduğunu gördüm. Hatay son derece modern ve yenilikler dolu bir yer.
Günü birlik gezimde ilk olarak Dörtyol-Payas'ta bulunan Sokullu Mehmet Paşa Kervansarayı'na uğradık. Kervansarayın hemen yanında Payas Kalesi'de bulunuyor. Bu noktalar merkeze uzak kalan yerlerdir. Mutlaka uğrayın diyeceğim yerler arasında değiller ama yolunuz düşerse görülmesinde fayda var.
 |
| Sokullu Mehmet Paşa Kervansarayı |
Daha sonra Harbiye'ye doğru hareket ettik. Önceleri sanal dünyada Harbiye'den çok söz edildiğini görmüştüm. Görülmesi gereken yerler arasında gösteriliyordu. Bende mutlaka görmeniz gereken yerler arasına koymanızı öneririm. Çünkü doğanın, güzelliğin ve sadeliğin olduğu bir yer Harbiye. Şelalesi çok devasal olmasa da görsellik açısından son derece hoş... En yukarısında en aşağısına kadar belirli aralıklarla küçük, orta ve büyük şelaleler bulunuyor. Ana kaynaktan en aşağıya kadar yaklaşık olarak 1.5 km uzunluğa sahip şelale Hatay'ın en eski şelaleleri arasında gösteriliyor.
 |
| Şelale |
Doğal güzelliklerden sonra şehir merkezinde turumuz devam etti. Merkez Antakya olarak adlandırılıyor. Gezginleri ilk olarak Atatürk Heykeli karşılaşıyor. Burada öncelikle küçük ve şirin bir ibadet noktası olan Ulu Cami'yi gördüm.
Daha sonra ise Arkeoloji Müzesine girdim. Dünyanın ikinci büyük mozaik eserleri koleksiyonuna sahip olan müzeye giriş ücretlidir. Müzede sergilenen eserlerin çoğunluğu Antakya'nın Roma dönemine ait mozaiklerden oluşuyor. Ve restorasyon çalışmaları da ziyaretim sırasında sürüyordu. Müzedeki eserlerin çoğunluğu, 1932-1939 yılları arasında yapılan kazı çalışmaları sonucu keşfedilmiş. Hala keşfedilmeye devam ediliyormuş. Hataylı arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla şehrin altında bir tarihi şehir yatıyormuş. Gerçekten de Hatay'ın tarihi dokusundan etkilenmemek elde değil. Tarihi zenginlik şehrin her noktasından görülebiliyor.
Hatay'ın merkezinden Asi Nehri geçiyor. Nehir üzerinde köprüler bulunuyor. Bu köprülerin bazılarında araçlar bazılarında sadece yayalar geçiyor. Asi Nehri adeta Hatay'ı ikiye bölmüş. Son derece güzel bir görüntü... İstenilirse nehir üzerinde ufak bi turda yapabilirsiniz. Ben gerek duymadım ama isterseniz yapılabilir.
Merkezi alanda Saint Pierre Kilisesi'nide görmek gerekiyor. Burası dünyanın ilk Katolik Kilisesi olma özelliğini taşıyor. Ben kilise içerisini gezemedim ancak vaktiniz varsa ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Hıristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahip olan Hatay, aynı zamanda dört büyük patriklik merkezinden biridir. Kiliseden sonra Uzun Çarşı ya uğradım. Eğer hediyelik eşya vs. arıyorsanız burada bir şeyler bakabilirsiniz.
Hatay'ın arka sokaklarını da gezmenizi mutlaka öneriyorum. Dar ve tarih kokan yerler var. Serbest bir gezinti yapmak isterseniz sokaklarda rahatça gezebilirsiniz. Bu kadar gezintiden sonra Hatay'da ne yenir? diye düşündüm. Arkadaşlarımdan köfte tavsiyesi almıştım. Daha önce hiç duymamıştım. Hatay ve köfte gerçekten uzak şeyler... Hemen bir köfteci buldum. Turan Köfte... Arkeoloji Müzesi'nin karşısındaki sokak üzerinde. Gitmek isterseniz uğrayın derim. Köfte tadılmalı... E tabi künefeyi de unuttum sanmayın. Künefe yenilmeden Hatay'dan ayrılmak olmaz...
Hatay gezisinde artık son anlara geliyorduk. Birazcık kafamı dinlemek istedim ve Antakya Belediyesi Park'ını keşfettim. Oldukça geniş bir alana kurulan parkın içerisinde hayvanat bahçesi de var. Benim gibi bir çok gezginde burada dinleniyordu...
Gezimizin son durağı İskenderun sahili oldu. Bakımlı ve temiz bir sahil şeridi orası. Merkeze uzak bir nokta ama yolunuz düşerse görebilirsiniz. Ayrıca İskenderun da Hatay'dan ayrı bir yermiş gibi duruyor. Mesafe olarak aralarında baya uzaklık var.
Hatay ilini bir günde gezmek isterseniz birbirine yakın olan şu noktalara uğrayabilirsiniz;
Daha sonra ise Arkeoloji Müzesine girdim. Dünyanın ikinci büyük mozaik eserleri koleksiyonuna sahip olan müzeye giriş ücretlidir. Müzede sergilenen eserlerin çoğunluğu Antakya'nın Roma dönemine ait mozaiklerden oluşuyor. Ve restorasyon çalışmaları da ziyaretim sırasında sürüyordu. Müzedeki eserlerin çoğunluğu, 1932-1939 yılları arasında yapılan kazı çalışmaları sonucu keşfedilmiş. Hala keşfedilmeye devam ediliyormuş. Hataylı arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla şehrin altında bir tarihi şehir yatıyormuş. Gerçekten de Hatay'ın tarihi dokusundan etkilenmemek elde değil. Tarihi zenginlik şehrin her noktasından görülebiliyor.
Hatay'ın merkezinden Asi Nehri geçiyor. Nehir üzerinde köprüler bulunuyor. Bu köprülerin bazılarında araçlar bazılarında sadece yayalar geçiyor. Asi Nehri adeta Hatay'ı ikiye bölmüş. Son derece güzel bir görüntü... İstenilirse nehir üzerinde ufak bi turda yapabilirsiniz. Ben gerek duymadım ama isterseniz yapılabilir.
 |
| Asi Nehri |
Merkezi alanda Saint Pierre Kilisesi'nide görmek gerekiyor. Burası dünyanın ilk Katolik Kilisesi olma özelliğini taşıyor. Ben kilise içerisini gezemedim ancak vaktiniz varsa ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Hıristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahip olan Hatay, aynı zamanda dört büyük patriklik merkezinden biridir. Kiliseden sonra Uzun Çarşı ya uğradım. Eğer hediyelik eşya vs. arıyorsanız burada bir şeyler bakabilirsiniz.
Hatay'ın arka sokaklarını da gezmenizi mutlaka öneriyorum. Dar ve tarih kokan yerler var. Serbest bir gezinti yapmak isterseniz sokaklarda rahatça gezebilirsiniz. Bu kadar gezintiden sonra Hatay'da ne yenir? diye düşündüm. Arkadaşlarımdan köfte tavsiyesi almıştım. Daha önce hiç duymamıştım. Hatay ve köfte gerçekten uzak şeyler... Hemen bir köfteci buldum. Turan Köfte... Arkeoloji Müzesi'nin karşısındaki sokak üzerinde. Gitmek isterseniz uğrayın derim. Köfte tadılmalı... E tabi künefeyi de unuttum sanmayın. Künefe yenilmeden Hatay'dan ayrılmak olmaz...
 |
| Hatay'ın arka sokaklarından bir kare |
Hatay gezisinde artık son anlara geliyorduk. Birazcık kafamı dinlemek istedim ve Antakya Belediyesi Park'ını keşfettim. Oldukça geniş bir alana kurulan parkın içerisinde hayvanat bahçesi de var. Benim gibi bir çok gezginde burada dinleniyordu...
Gezimizin son durağı İskenderun sahili oldu. Bakımlı ve temiz bir sahil şeridi orası. Merkeze uzak bir nokta ama yolunuz düşerse görebilirsiniz. Ayrıca İskenderun da Hatay'dan ayrı bir yermiş gibi duruyor. Mesafe olarak aralarında baya uzaklık var.
Hatay ilini bir günde gezmek isterseniz birbirine yakın olan şu noktalara uğrayabilirsiniz;
- Harbiye
- Arkeoloji Müzesi
- Asi Nehri
- Uzun Çarşı
- Saint Pierre Kilisesi
 |
| İskenderun sahilinden bir kare... |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder